Viski Tarihi
Bu sayfa “Viski Eğitim” setinin “Her İşin Başı Tarih” kategorisinde bir bölümdür. Tüm kategori ve sayfalara ulaşmak için tıklayın -> Viski Eğitimi
Latince hayat suyu anlamındaki “aqua vitae”, Galcede “uisce beatha”. Okunuşu “uski ba”. Zamanla “ba”sı atılıp uski oradan da whisky yani viski oldu diyorlar. Bu isimlerin yıllar içinde evrilmesi konusununda çok doğru bulmadığım örnekler bol olsa da bu örnekte doğru gibi duruyor.
Viskinin hammaddesi tahıldan yapılmış bira benzeri bir ürün olduğu için tarihçesini Göbeklitepe’ye götürenler var. Göbeklitepe’de bira yapılmış olması yalnızca bilimsel kanıtları olan bir varsayım.
Viski yapmak için önce alkolü yoğun bir sıvı haline getirmek lazım. Bu da damıtım oluyor. Çinlilerin damıtmayı ilk keşfedenler olduğu konusunda genel bir kanı var. Tabi söz uçar yazı kalır. Başkaları ilk yapmış olsa da not etmek lazım, sanırım Araplar dokümante etmişler ya da tüm süreci düzgün şekilde dokümante etmişler ki Araplar buldu diyebiliriz. Bu işleme de al-kuhl ismini vermişler, bu terimin anlamı konusunda da birkaç teori var. Arapların Endülüs’de İspanyollara öğretmesi ya da Akdeniz’de yapılan ticari faaliyetlerde ya da Haçlı Seferleri’nde bir şekilde Avrupalıların öğrenmesi ve İskoçya ile İrlandaya taşınması ile yüksek alkollü içecekler bir sektör haline dönüşüyor.
İskoçya’da başta herkes evinde damıtma işini yapıyor. Alkol tarihi bölümünde de görülebilir, alkol kullanımı Avrupa’da bir gelenek. Bazen bir yemek eşlikçisi bazen ödeme aracı. 1490’da viski ilk yazılı bir kaynakta beliriyor. Evlerde başlayan süreç, ticari olarak damıtılmaya başlanmasıyla devam ediyor. Alkolü devletler çok seviyor, vergisi bol. İşler ticarileşince İngilizler malt vergisi adı ile vergi toplamaya başlıyor. O dönemde Moonshine terimi ortaya çıkıyor. Vergi memurlarının görmeyeceği şekilde gece ay ışığında alkol damıtıyorlar ve ay ışığı anlamına gelen terim kullanılıyor.
1781’de kişisel tüketim için bile damıtım yapılması yasaklanıyor. 1784’de getirilen bir yasa ile kuzey İskoçya’da damıtmaya daha az vergi yükü getirecek kurallar uygulandı. Böylece İskoçya’da viski üretiminde Highland – Lowland bölgeleri sınırı tanımlanmış oldu. 1823’de İngilizler üretimi kayıt altına alma konusunda daha çok baskı yapıyor. Malt vergisi yerine üretim lisansı zorunluluğu getiriyorlar. Lisanssız damıtım yasaklanıyor. Belki de bu sayede 1800’lerden sonra hala birçok viskiseverin bildiği ve içtiği markalar ortaya çıkıyor. Bu tarihten önce evde kullanılan kavanoz, şişe gibi kaplarda ve markası olmayan viskiler içilirmiş.
1853’de viskileri harmanlayabilme yasası geliyor ki şu anda dünyada tüketilen viskilerin %90’ı harman viski. İskoçlar ve İskoçya’ya gidenler her seferinde farklı tat ve kalitede viskiyle karşılaşıyorlarmış. İskoç girişimciler de farklı viskileri harmanlayarak her seferinde aynıya yakın bir tatta ve kalitede viski pazarlamaya başlıyorlar
Benzer konular Amerika’da da hakim. Yüksek vergiler yüzünden üreticiler ayaklanıyor. Vahşi Batı film ve çizgi filmlerindeki gördüğümüz katana ve tüye bulama cezasını vergi toplamaya gelen memurlara uyguluyorlar. Hatta 1794’de 600 silahlı vergi memurlarına saldırır. Tabi 13000 askerle karşılık gelir. 1840 yılında bölgenin adı viskiye verilir ve bourbon whiskey adıyla bourbon sözcüğü resmen tanınır. Bourbon Fransız Krallığı’nı elinde bulunduran bir hanedanlık. Hanedanlık Amerikan İç Savaşı’nda bölgeye yardımda bulununca bölgeye Bourbon adı veriyorlar.
1880’lerde en büyük şarap ve brendi ihracatçısı ülke olan Fransa’da floksera; asma biti hastalığı asmaları etkiliyor. Şarap ve bir brendi çeşidi olan ve viski gibi fıçıda olgunlaştırılan konyağın hammaddesi üzüm neredeyse yetiştirilemez hale geliyor. Bu dönemde konyağa en yakın ürün olan İskoç viskisi en çok tercih edilen içecek oluyor.
1600’lerden beri Amerika’ya göçenler geleneklerini de yeni kıtaya götürüyor ve viski yapmaya başlanıyor. Ana vatanı Amerika olan mısır yeni yerleşimlerde çokça yetiştiriliyor. Viski hammaddesi de Amerika’da temelde mısır oluyor. Kuzey Amerika’da da soğuk iklime daha dayanıklı olan tahıl çavdar oluyor ve yine viski yapımında kullanılıyor. İskoç temelinden gelişse de Amerika’da üretim farklılaşıyor.
1910 – 33 arası Abd’de alkol üretim ve tüketimi yasaklanıyor. İskoç ve özellikle İrlanda viski sektörü darbe alıyor. Bu durum en çok Kanadalıların işine yarıyor, coğrafi yakınlık sayesinde üretilen alkollü ürünler kaçak yollardan sokuluyor. Al Capone gibi mafya örgütü kurucuları viski kaçakçılığı yaparak gelir elde edip, örgütlerini güçlendiriyorlar.
Tüm dünyada İskoç viskileri harman olarak tüketiliyorken 1960 – 80 arasında aslında ilk İskoç viskileri olan tek damıtımevi viskileri tekrar pazarlanmaya başlanıyor ve single malt viski mantığı ünleniyor. Şu anda dünyada %90 harman viskiler tüketiliyor ama single malt viskilerden elde edilen gelir %20. Karlı bir ürün olduğu için de ekonomide züppe etkisi dediğimiz, en iyi ürün budur ve maddi olarak erişebilen bunu tüketmeli gibi bir kanı var.
Son yıllarda da Japonya, Tayvan ve Hindistan gibi yeni viski üretici ülkeler pazara giriyor.
<- önceki sayfa – viski eğitimi ana sayfa – sonraki sayfa ->