Tuborg Frederik Wheat IPA
Gerçekten deneysel.
Tuborg Frederik serisine standart başlangıç yapalım; Tuborg’un ilk brewmasterı Frederik adına özel bir seri. Brewmaster mutfaktaki şefin bira üretim tesisindeki karşılığı oluyor. Tuborg Frederik Wheat IPA arka etikette özetle şu yazılmış; 16. yüzyılda başlayan Alman buğday bira geleneği ile 1980’lerde yükselen Amerikan craft bira kültürü birleşince karanfil, muz, vanilya, ve narenciye benzeri lezzetler içeren Wheat IPA oluşmuş.
5 farklı Frederik var Brown Ale, Marzen Lager, India Pale Ale, Wheat IPA, Yakima IPA.
Wheat IPA ale türü bir bira. Ale türü biralar oda ısısında fermante olur ve maya mayşeye (bakınız mayşeleme, fermentasyon) yukarıdan eklenir. Evde yapılan bira mayaları ale mayalardır, maya kovanın üstüne serpilir ve oda ısısında fermentasyon gerçekleşir. Ipa da India pale ale kısaltması. Burada pale ale bakır – bronz renk arasında açık renkli İngiliz biraları için kullanılan bir terim. American pale ale de ünlüdür bu arada. India pale ale de adı üzerinde Hindistan ile alakalı. 1800’lerde İngiltere’den gemilerde Hindistan’a gönderilen biralar yolda bozulunca daha yüksek alkollü ve daha fazla şerbetçi otu ekleyerek India pale ale oluşturuyorlar.
Daha fazla şerbetçiotu ekleyince ne oluyor ki?
Bira yapımı için malt (ya da tahıl), su, maya ve şerbetçiotu gerekir. Şerbetçiotu ısırgangiller ailesinden çam kozalağı görüntüsünde çiçekleri olan bir bitki. Dişi çiçekleri sonbaharda toplanıyor, biraya acı (bitter) tadı veren işte bu çiçekler. Çekler ülkelerinde bol yetiştiği için biraya katmayı ilk kez düşünmüşler. Farklı ülkelerde yetiştirilen farklı şerbetçiotları biraya kendine has bir aroma veriyor bunun yanında biranın çabuk bozulmasını engelliyor. Tabi her biranın bir kulak memesi kıvamı var; az şerbetçiotu tahıl tadının çok gelmesine, fazlası acılığın artmasına neden olur.
Buğday Biraları
Wheat IPA’nın wheat kısmı buğday oluyor. Almanlar buğday birasına weissbier yani beyaz bira diyor. Bavyera’da tahıl bol yetiştiriliyor, Ortaçağ’da buğday tekeli Kraliyet ailesinde bu yüzden buğday birasını kendileri ve yakınları için ürettiriyorlar. Halka ulaşması 1800’lerin sonu deniliyor. Buğday biraları genelde filtrelenmez ve bulanık, beyaza yakın görüntüsü olur. Bu yüzden weissbier diyorlar. Şerbetçiotu yani bitterness (acılık) az, bol köpüklü, meyvemsi kokuları ve tadı olan hatta bariz muz kokanlar var, Almanların genelde yazın tercih ettikleri bira tipi.
En başta “gerçekten deneysel” diyerek yazıya başlamıştım. Bir yandan buğday birasından muz, egzotik meyve aromaları. Bir yandan bol şerbetçiotundan gelen o bitter acılık, bir yandan da genelde Amerika’dan yetişen şerbetçiotlarının verdiği narenciye aroması. Bunların birleşimi olmalı.
Açıkçası şerbetçiotundan narenciye notaları alsam da bitter acılığı çok yoğun. Buğday birası tatlılığı, muz ve vanilya aromalarını çok alamadım. Belki yalnız buğday değil, arpa ve buğday maltları beraber kullanıldığındandır.
Sonuç, arada bir içerim ama çatışan farklı tatların birleşip mukemmel bir ürün oluşturduğunu pek söyleyemem.