Dünyadan

Московская обл (Moskova)

Başlık neden kiril alfabesinden derseniz? Eğerki Moskovaya herhangi bir turdan bağımsız tek başınıza gitmek istiyorsanız hemen kiril alfabesini çözmeniz gerekiyor..Havaalanlarında, tren istasyonunda, metro istasyonlarında İngilizce tek tabela olmadığı için Kiril alfabesini çözmeye çalışmak suretiyle durak isimlerini ezberlemek (iki durak ileri bir durak geri gibi) İngilizce menüyü bırak ‘water’ı bile bilmeyen garsonların çalıştığı restoranlarda yemek siparişi vermeyi başarabilmek, sokak isimleri de Kiril alfabesi ile yazılı olduğundan aradığım adresi bulmak oldukça zor…
Sanırım Moskovanın en kötü tarafından giriş yaptım ama inanın geri kalan her şey çok çok güzel…
Çok renkli soğan kubbeli kiliselerden Rus devriminin izlerine , Kremlin Sarayından görkemli metro istasyonlarına kadar kentin her köşesi didik didik gezilmiş dolu dolu üç günlük bir gezi bizimkisi…Tabi konu Rusya olunca ilgi başka tarafa kayabilir ama tamamıyle aile gezisi efendim bu:)
Ekimde planlanmışbir seyahat olması ile tüm referans web siteleri hava durumu -10’larda göstermesi ve daha önce orada bulunan arkadaşlarımızın ‘çok çok soğuk olacak’ uyarıları ile daha gitmeden içimiz üşemeye başlasa da HAYIR hiç de beklediğimiz gibi değildi hava gezmemize imkan verecek kadar ılımlıydı.
Havayolları tercihimiz; o tarihteki en ucuz biletlerden yana oldu:) pegasus havayolları..Moskova’da Sheremetyevo, Domodedovo ve Vnukovo Uluslararası Havalimanı olmak üzere toplam 3 tane havaalanı bulunuyor. Domodeovo havaalanı, insanların pasaport kontrolü için üstüste beklediği, beklediğimiz 1,5 saatlik süre içinde 3 -4 sıra kavgasına tanık olduğumuz karman çorman bir yer..İçeri kendimizi attığımızda , karmaşa devam ediyordu.
Her ne kadar webten araştırmış ve taxi yazmayan özel araçlara binmememiz gerektiği şeklinde dikkatli olsakta sonunda kendimizi kazıklanmış olarak bir özel araçta bulduk…neyse otelimiz baya uzaktı hava aşırı yağışlıydı (700 ruble tuttu) ..otelimiz olan Best Western Plus Vega Hotel& Convention Center için rezervasyonları booking’ten yaptırdık. Otel; Izmalovsky parkı içinde, merkezden baya uzak, fazlaca büyük,temiz güzel , metroya yakın (Partizanskaya Metro İstasyonu’na 3 dakika) , fiyatları makul bir oteldi..Ancak otelin çevresi Ankara Ulus benzeri biraz dikkatli olmakta yarar var.
Moskova’da metroyu çözdün mü heryere ulaşım kolay…13 ayrı hat var..Okhotny Ryad (Охотныйряд) çok önemli bir metro istasyonu , hem şehrin merkezi hemde diğer hatlara transfer noktasıdır. Metro yeryer derinliği 80-90 metreyi bulan savaşdönemlerinde güvenli bir sığınak olarak da kullanılmış, transferler arası bazen 20 dakikaya varan yürüme mesafesi olan bir ulaşım ağı..bu harita işinize yarar.

 

 

alt

Artık gezmeye başlayalım;
İlk gün; Kremlin sarayından başladık..Kremlin sarayının bahçesindeki kulübelerden bilet alınabiliyor ancak bilet satışı belli saatlerde ve limitli oluyor. Girişparası :350 ruble yani 22 tl’ye denk geliyor.
Kremlin; Sovyetler birliğinin karargahı olmuştur ve bugün için Rusya devlet başkanının resmi konutu ve yönetim makamıdır..Kremlin’e yaklaşık 2-2,5 saatinizi vermeniz gerekiyor çünkü gayet geniş ve bol manzaralı bir alan..Saraya girmeden önce Alexander bahçelerini şöyle bir turladıktan sonra, Teslis kulesinden giriş yapabilirsiniz..
alt
alt
Giriş sonrası görülecek yerler, Büyük İvan Çan Kulesi, prenslerin taç giydiği Meryemin Göğe Yükseliş Kilisesi, Cepheli Saray, Patrik Kilisesi, Devlet Silahhanesi, Başmelek Katedrali. Tüm binaların girişinde yapıyla ilgili ayrıntılı bilgi veren föyleri edinmek mümkün..
altalt
Az zamanınız olsa dahi Devlet silahhanesi bence kesinlikle görülmeli. Devlet silahhanesi, Rus prens ve çarlarının yüzyıllar içinde edindikleri muhteşem serveti sergilemektedir..İçerisi bölüm bölüm ayrılmış, bölümlerde görülmesi gerekenler arasından Özge’nin ilk 3’ünü; faberge yumurtaları, monomah kalpağı ve Yekaterina’nın kıyafetleri oluşturdu.
Kremlinde gezi uzun olduğu için çıkışta biras acıktık tabi. Neden bilmem ama Moskovayı çin lokantaları sarmış durumda. Arkadaşlardan aldıgımız önerilerle gece için işlek ve kalabalık cadde Tverskaya ulitsa’ya attık kendimizi..
alt
Bu bölgede bulunan Bolşoy Tiyatrosu dünyanın en eski ve muhtemelen en ünlü bale topluluğu olan Moskovanın simgelerindendir.. ancak ne yazıkki zamanını tutturamadığımız için içini görme ve bir gösterime katılma imkanımız olmadı.. biz girişte kimseyi bulamadığımız için dışardaki bir amcaya el ağız bağırma yordamıyla (İngilizce iletişim yok) zamanlarını sorduk ama Cuma günü dediği saatte geldiğimizde yine kapılar tamamen kapalıydı. SONUÇ; gösterim biletlerini Türkiye’den netten almak lazım!!!
alt
İkinci gün; Kızıl Meydan. Bu meydan bir çok gezilecek görülecek yeri barındırıyor aslında; GUM, Kazan Katedrali, Aziz Vasili Katedrali Leninin Mozolesi, DirilişKapısı..
Kızıl Meydan’ın ismi her nekadar kızıl ordudan geldiğini düşünulsede meydanın adı 17 yüzyıldan kalma ‘krasni’ sözcüğünden türemiştir, ilk başlarda güzel anlamına gelen bu kelime sonradan kızıl anlamında kullanılmaya başlanmış, renk ve komunizm arası benzerlik tamamen tesadüf..
alt
Lenin’in 1924 yılındaki ölümünden sonra, her ne kadar vasiyetinde istediğini belirtse de ilk Sovyet liderinin naaşı gelecek nesiller için muhafaza edilmiş ve turizme de açılmış. Konuyla ilgili söylentiler naaşın değiştirildiği ve balmumu benzerinin yerleştirildiği yönünde, biz de Mozole’ye girdik gördük ve çıktıgımızda da söylentileri destekler yönde yorumlar yaptık.. Mozole’ye giriş sırası çok uzun ve çanta, cüzdan, telefon, gözlük hiçbirşeye müsaade yok..
GUM; içi lüks mağazalarla dolu ve pahalı bir alışveriş merkezi..Sağ girişte hediyelik eşya mağazası var, güzel şeyler bulunabilir.
alt
alt
GUM içerisinde yöresel yemek yiyebileceginiz ikinci kattaki cafe pahalı da olsa gayet lezzetli olduğundan tavsiye edilir. Menü: Borşçorbası (Et ve pancar içerikli çorba..lezzetli..), Pelmeni (mantı gibi bişey.. lezzetli..) ve Kisel (vişneli pelte tatlı..eh işte..)
alt
Aziz Vasili Katedrali, o kartpostallarda gördüğümüz katedral..İçerisi biraz karışık, merkez şapel sekiz ek şapele bağlanır..Tavanı ve duvarları çiçek desenli seramiklerle dolu.
alt
Yukarıdaki resimdeki anıt; Minin ve Pojarski Anıtıdır. Minin ve Prens Pojarski Polonyalılar ile savaşta gönüllüler toplamışlar ve 1612’de Kremlin’i Polonya işgalinden kurtarmışlardır.
alt

 

 

Aziz Vasili Katedrali, 1561 yılında tamamlanmış ancak çıkan yangından sonra 1670 yılında farklı farklı renklere boyanmış, ne de güzel olmuş:) Birkaç da katedralin içinden görüntü;
altKızıl Meydanı geceden de görmenizi öneririm, öyle ışıl ışılki…
alt
3. gün; Arbastkaya ulitsa. Bu cadde sadece yayalara açık olan antikacılar butikler kitap tezgahları tiyatro sergileyen sokak şairlerine müzisyenlerine ev sahipliği yapanların yer aldığı Rus pubların olduğu renkli bir cadde, her gün gitsem sıkılmam burada diyebileceğim bir yer…
Gelgelim Moskova’nın olmazsa olmazı metro istasyonları; hepsi bir sanat eseri, hepsi gezilesi..Metro istasyonları salonları ve platformları avizeleri, heykelleri ve gösterişli mozaikleriyle minyatur sarayları andırır. Başlıcaları;
Beloruskaya: merkez salonda kır manzaralı mozaikler ve beyaz rusyaya özgü halı desenleriyle süslü bir zemin vardır.
Mayakovskaya: şairin adını taşıyan istasyonda Vladimir Mayakovskinin bir büstü vardır. Tavan nişlerindeki mozaiklerde uçak figürleri ve spor sahneleri işlenmiştir.
Kievskaya: bu istasyonların duvarlarında Sovyet tarımı temaları dikkat çeker.
Kropotkinskaya: 1930larda Duşkinin tasarladığı bu zarif istasyon sade çizgileri ve yalın renkleri ile dikkat çeker.
Park Kulturi: ana salondaki nişlerde beyaz mermer rölyef madalyonlarda buzda kayan kitap okuyan satranç oynayan ve dans eden insanlar yer alır.
Ploşcad Revolyutsi: bu istasyonda Sovyetlerin kurulmasına yardım eden çiftçiler ve sıradan vatandaşların bronz heykelleri yeralır.
Novokuznetskaya: rölyefli friz dikkat çeker. Frizde 2. Dünya savaşı askerleri gibi Rus kahramanları betimlenmiştir.
alt
kapanış da kiril alfabesinden olsun: прощания 🙂