Kerme Ottoman Palace Otel – AKYAKA
Bayram tatili için gittiğimiz şirin mi şirin Akyaka’da doluluk nedeniyle yer bulabildiğimiz tek otel olması özelliği ile Kerme Ottoman Palace ile tanıştık. Ve içeriye girdiğimizde iyiki de heryer doluymuş dedik:)
Otel, yöreye has mimarisi (çift katlı beyaz badanalı) ile Azmak nehri kenarında konumlanmış ağaçlarla çevrili yemyeşil huzurlu ve gürültüden uzak dinlendirici bir atmosfere sahip. Çift kapılı ahşap kapıdan eğilerek girdiğinizde otelin girişinde farklı organik sabunların kokusu karşılıyor sizi. Otelin girişinde ;çiniden, kanaviçeye, el yapımı sabundan, minik ahşap süslere kadar satın alabileceğiniz yöresel hediyeler bulunuyor. Katlardaki kanaviçe tablolar ayrı hoşluk katmış.
Otelin geneli ve odaları saray mimarisine benzer dekore edilmiş, otantik bir hava oluşturulmuş. Ancak odalar ve banyo boyut olarak bir hayli küçük olduğundan, o ‘bir sarayındayım’ havası odalara girince birden kayboluyor:) Odalar temiz, balkonlar küçük ve sineklik yok. Ancak biz nehir kenarı otel olması nedeniyle sinek olabilir beklentisi içinde olsakta oda içerisinde hiç sinekle temasımız olmadı.
Otel personeli çok güleryüzlü ve nezaketleri tebriğe değer. Biz oda+ kahvaltı tercih ettiğimiz için akşam yemekleri ile ilgili bilgi veremiyorum ancak açık büfe olan kahvaltısı oldukça zayıf heleki insanda Osmanlı mutfağı beklentisi varken:) Benim tavsiyem oda+kahvaltı almanız çünkü Akyaka’nın bol tavsiyeli restaurantlarına 5 dk. yürüme mesafesinde ( Cennet Restaurant, Olive Farm vb..)
Buz gibi suya sahip doğal akvaryum olarak nitelendirilen Azmak Nehri kıyısında, muhteşem manzaraya ve huzura sahip olan otel denizden uzak olsada nehire girme imkanı (soğuktan uyuşmayı göze alıyorsanız) ve nehir kenarı sezlonglarda güneşlenme imkanı sunuyor. Otelin havuzu yeterli büyüklükte ancak bahçedeki jakuziler ne yazıkki girilemiyecek kadar pis..
Otelin hemen solunda köşk benzeri yapı önceden Bülent Ersoy’a evsahipliği yapmış .(bu da yazının dedikodu kısmı:)). Otelin hemen sağında ise birçok çadirin bulunduğu ve içerisinde yürüyüşün kesin tavsiye edildiği çam ormanları başlıyor.
Uluslararası Cittaslow (Sakin Şehir) ünvanını alan Akyaka beldesi, sırtını yemyeşil bir dağa yaslanmış buz gibi Azmak nehri ile akıp giden ve bağlandığı Gökova Körfezi’ninnharikası koyları ve el değmemiş doğal güzellikleri büyüleyici ve huzur verici bir tatil beldesi oldu bizim için. Tabi bayram günleri hariç diyebiliriz çünkü Muğla’ya çok yakın olduğu için piknikçi, kampçı, çadırcı herkes orada, tıklım tıklım oluyor.
Akyaka’ya gelmişken yapılacaklardan da kısaca bahsedecek olursak;
–Azmak nehir turu yapın, akvaryumdaymış gibi su altındaki muhteşem bitki örtüsü, balıklar, ördekler ve şanslıysanız kaplumbağalara rastlayabilirseniz.
–Akbük, Çınar Koyu, İncekum gibi doğa harikası tertemiz sularda yüzün.
–Ayaklarınızı nehrin serin sularında dinlendirirken balık yeme keyfine varabileceğiniz restaurantlara uğrayın.
–Kitesurf deneyin.