Çocukluğunuzda, büyümeye yeni başlarken yaşadıklarınız; tattığınız mutluluklar, güçlü hisler belki de en belirleyici olanlar oluyor. Kendinizi ve dünyayı daha derinden tanımaya başlarken ilk tanıştığınız güzel bir şarkı veya albüm, bir kitap, gördüğünüz güzel bir yer başkaları için çok şey ifade etmezken sizin için vazgeçilmez veya unutulmaz olabiliyor. Küçükken her yaz tatilini ortalama 2 ay sürecek şekilde Antalya’da geçirirdik. Okullar kapandıktan sonra dede ve anneannemizin yaşadığı bu sıcak ve nemli şehre gitmek için günleri sayar, yaz tatilinin sonunda da buruk bir şekilde ayrılırdık. O zamanlar şehrin tarihi ve doğal güzelliklerinin ötesinde bizi oraya bağlayan çok fazla şey vardı elbette. Gezmek nedir o kadar da bilmezdik, ama onca sene gidince de her…

Ulubey Kanyonu bir taraftan Uşak İl Merkezi diğer taraftan Banaz İlçesinden başlayan 2 ana kanyon oluşumunun diğer küçük kanyon oluşumları ile birlikte meydana getirdiği büyük ekosisteme denen isim olarak algılıyorum. Dünyanın 2. Büyük kanyonu diye belirtiliyor ancak yabancı kaynaklarda büyük olduğuna dair ifadeler olsada en büyük ikinci kanyon gibi bir ifadeye ulaşamadım. Bölge arkeolojik tarihi alanlara sahip ancak ben çok ilgilenmediğimden o bölgelere ilişkin bir şey yok elde. Kanyon gezime Adıgüzel Barajının batısından kuzeye Ulubey İlçesine kadar çıkıp kanyondan karşıya geçip güneye sonrasında doğuya Avgan Mahallesi üzerinden Clandras köprüsüne geçip güneye Karahallıya geçip devam ettim. Teknik arızalardan Adıgüzeller barajının doğu yakasına uğrayamadım. Ulubey ilçe merkezinin hemen kanyon cephesinde kamu eliyle…

Güney Denizlinin kuzeyinde yer alan bir ilçe, ilginç yokuşlu bir yerleşimi var. Acemi şoförler için sıkıntılı bir mekan gerçekten. Güneyde dikkati çeken 2-3 konu var bunların başında üzüm-şarap geliyor. Diğerleri ise Güney Şelalesi ve Adıgüzel Barajı tabi bunlar benim dikkatimi çeken konular. Adıgüzel barajı her ne kadar Güney ilçesinde olsa da kendisi Ulubey Kanyonlarının devamı gibi olduğundan kanyonla birlikte değerlendirmek lazım. Şarap işine de ben girmedim dolayısı ile bir Güney Şelalesi kaldı. Güney ilçesinden Güney Şelalesine gitmek için her türlü ilçenin yüksek eğimli ana caddesinden geçmek durumundasınız. Caddeyi geçtikten sonra 2,5 km sonrasında yol ayrımı var. Bu yollardan bir tanesi ile direkt Cindere Barajı üstünden geçerek barajın güneyine inip şelaleye…

Aydın özellikle yaz aylarında sıcaktan kavrulurken insan kaçıp sığınacak bir vaha arıyor. Ben de bu süreç içerisinde bu mekanı bir ziyaret etmek istedim. Alanın tabiat parkı ilan edilmesi gibi çalışmalarında olduğunu söyleyeyim ki etrafındaki durum biraz daha anlaşılsın. Çağlayanımız Aydın İli Karacasu İlçesi Bahçeköy sınırları içerisinde yer alıyor. Kuyucak İlçe merkezi İle Pamukören Mahallesi arasında güneye Karacasu İlçesine doğru giden yolda Yenice Mahallesine gelindiğinde batıya doğru Bahçeköy Mahallesine devam eden yoldan yaklaşık 2,5 km sonrasında bu mekana varılıyor. {harita width=’500’|height=’400’|lat=’37.825202’|lon=’28.517940’|zoom=’9’|text= Caglayan}

Yakın zamanlarda ziyaret ettiğimiz 3 ayrı enfes doğa yürüyüşü rotasını paylaşmak istiyorum.   Bunları biri Kuzey Ege – Kaz Dağları, biri Güney Marmara- İnegöl, diğeri de Batı Karadeniz – Sinop yöresinden olacak. 1) Sütüven Şelalesi ve Hasan Boğuldu Göleti – Kaz Dağları / Balıkesir Bu şelale ve gölet Kaz Dağları’nın Ege’ye bakan kısmında yer alıyor. Altınoluk’tan Kaz Dağları Milli Parkı’na doğru döndüğünüzde önce Zeytinli kasabasına çıkıyorsunuz. (Bu kasabada adından anlaşılacağı gibi muhteşem zeytin ve zeytinyağı bulabilirsiniz bu arada) Kasabanın çıkışına doğru milli parka ait bir kulübeye uğrayıp bilgi alabilir, yöreyi daha iyi tanıma fırsatı bulabilirsiniz. Daha sonra birkaç km’lik yolculuk sonrası şelale ve göletin olduğu yere varıyorsunuz. Yolda gelirken de göreceğiniz…

Mezopotamya..Kulağıma sihirli gibi gelen bir sözcük ..Savaşın, aşkın, umudun, emeğin, kahkahanın ve gözyaşının, dahası ; hem barbarlığın hem de uygarlığın anıtlaştığı bir yeryüzü parçası ..Hakkında birşeyler söylemek, yazmak, çizmek o kadar zor ki..Algılarımıza ilk düşen tarihi ve bitmek bilmeyen savaşları, göçleri ile , hareketli bir coğrafya..Anadolu’nun güneydoğusunda Toroslardan İran körfezine kadar uzanan Dicle ve Fırat ırmakları arasında kalan ve ilkçağda bu adı alan, gizemli bir yerleşim yeri..Tarihçiler , burayı neredeyse uygarlığın beşiği olarak gösterirler. İlk yazıyı, ilk yerleşim birimleri olan siteleri dünya uygarlığına armağan eden Sümerler, Akadlar, Gutiler, Elamlılar, Babilliler, Kasitler,Mitanniler, Asurlar bu toprakların ne denli bereketli ve yerleşiklerinin de bir üst uygarlık yaratacak kadar ne denli akıllı, yetenekli, becerikli…

Niye bilmiyorum, anlatılabilecek dillere destan bir güzelliği olmasa da çok seviyorum Konya’yı. Ankara’dan da hazır hızlı tren seferi var, hele bir kez daha gidelim, tandır yiyelim dedik. Ama tandır yiyemedik. Somatçı Fifi Ma Fih’de yedik. Bir sonraki yazım o olacak. http://e-yazi.com/mekan/yemek/148-somatci-fihi-ma-fih-konya-2015.html   Anti-klişe timi olarak başlayım. Konya Türkiye’nin en çok alkol tüketilen ili değil. Konya’da tüm bayanlar kara çarşaflı değil. Konya’da kız arkadaşınızla, eşinizle el ele gezebilirsiniz. Konya’da çoğu insan yüzü gülerek gezer. Konya’da Ramazan Ayı’nda aç kalmazsınız, açık restoran tabi ki var. Konya, Ankara’dan çok daha kent diyebileceğiniz bir yer, engelli dostu, temiz, düzenli…    

  Kuzey Ege & Güney Marmara kıyıları yazın sıcak aylarda gezmeye en elverişli sahil kısımlarından biri. Bunu düşünerek yaz tatilimizin bir bölümünü bu yöreyi gezmek için ayırdık ve hiç pişman olmadık. Arabayla seyahat etmeyi, birbirine yakın birçok yeri rahatlıkla gezebilmek için tercih ettik.    Troia   Gezimize en kuzeyden başlıyoruz. Çanakkale’den yola çıkarak ilk durağımız olan Troia’ya doğru gidiyoruz. Çanakkale – Troia arası yarım saat – 45 dakika kadar sürüyor. Tabelaların yönlendirmesi ile rahatlıkla ören yerine geliyorsunuz. (Troia’da ve bu yazıda geçen tüm ören yerlerinde müze kart geçerli.) Girişte meşhur Troia (Truva) atı bizi karşılıyor. Buradaki at tabii ki gerçeği değil, 1975 yılında Türk sanatçı İzzet Senemoğlu tarafından yapılmış. İlyada’da…

Edirne, en merak ettiğim kentlerden biriydi ve bir hafta sonu fırsatı yaratıp Edirne’ye gezmeye gittik. Ankara’dan sabah uçuşuyla Çorlu’daki havaalanına yaklaşık 1 saatte uçtuktan sonra, Anadolu Jet’e ait ücretsiz servisle yaklaşık 2 saatte Edirne’ye ulaştık. (Bu ücretsiz servis hizmetinden açıkçası haberimiz yoktu, planımız otogarda otobüsle Edirne’ye gitmekti. Bu durum bizim için çok hoş bir sürpriz oldu ve gidişte de dönüşte de büyük kolaylık sağladı.)   Mart ayında olduğumuz için hava kapalı ve biraz pusluydu, ama öyle soğuk da sayılmazdı. En azından yağmura yakalanmadık diyerek gezmeye kentin simgesi olan ve Mimar Sinan’ın ustalık eseri saydığı Selimiye Camisi’nden başladık. Caminin içi de dışı da mimari olarak çok etkileyiciydi, özellikle caminin yüksek kubbesine…