Anadolu-Nusaybin
Nusaybin
2012 yılı içerisinde birkaç kez Nusaybin’ e gitme şansı buldum. Ülkemizin doğu bölgelerine giderken ülkemizin geneli biraz endişeli oluyor. Buna Suriye’de var olan durum eklenince, birde googleda kent nasıl görünüyor diye bakıp uzaktan ülke sınırımızın dışında olan bir yer görünce bu endişeler daha da artıyor:D ama endişeye gerek yok bizim tarafta kalıyor kent.
Nusaybin’e, Mardin havaalanına gidip taksi ya da ana yola yürüyüp(500-600 m?) kent içi servislerine binerek Kızıltepe ilçesine geçip, ilçeler arası minibüslerle 1 saat içinde ulaşabilirsiniz. Orada ikidir soruyorum kimse anayola yürüyebilirsiniz demiyor nedense herkes taksiyi öneriyor. Taksi 30 lira civarı alıyor, servis 1,5 liraydı galiba. Taksiye binip ana yolda inmek biraz kulak çınlatıcı olsa da denenebilir, yük ve maddi duruma göre. Trenle ulaşım Gaziantep üzerinden sağlanabiliyor. Eskiden Haydarpaşa Bağdat seferi yapan trenler de Nusaybin’ e uğrayıp ülkeyi terk ediyormuş fakat son dönemlerde bu hat çalışmıyor. Her yere oldugu gibi otobüs seçeneğide mevcut tabi.
Nusaybin kentine ulaşım Suriye sınırına paralel giden ipek yolu üzerinden oluyor yol boyu bolca mayınlı arazi, tarım arazisi ve irili ufaklı köy görmeniz mümkün. Köylerin su depoları özellikle ilgimi çekiyor.
Kent merkezi ipek yolunun 1-2 km güneyinden kalıyor. Bu geniş arazilerden ovadan geçip ipek yolunda Kente saptığımızda mis gibi daracık sokaklar, yoğun trafik:D bizi bekliyor. Fotoğraf çekmek alışkanlığım pek olmadığından fotoğrafların hepsini internetten ekliyorum.
Kentin nüfusunun 100 bin olmasına rağmen sınır üzerinden ticari etkinliklere sahip olmasına rağmen konaklama altyapısı gelişmemiş. Kent içinde 2- 3 tane otel var. İdare eder kalitede. Konaklama için minibüs ile 1 saat uzaklıkta olan Midyat ilçesi iyi bir alternatif.
Gezilecek görülecek yerler bakımından Mardin merkez ya da Midyat gibi zengin olmayan bir ilçe Nusaybin, gidilebilecek mekanların başında Mor Yakup Kilisesi geliyor. Kentin güneyinde kalan kilise, minibüs garajına yaya 7-8 dakika mesafede. Ms 313 tarihine kadar uzanan bir geçmişe sahip, suryaniler ve mezopotamya tarihi için önemli bir yapı. çoluk çocuk içeriye doluşmasın diye kapıları kitli, kapıda bir zil var ona basıp içeriden birinin gelip açmasını bekleyeceksiniz, ücretsiz diye hatırlıyorum. Geçerken belediye binasına bir göz atmak yöresel taş işçiliğinin günümüz uygulamaları açısından hoş bir örnek sağlayabilir. Sonrasında sınıra kadar inip Kamışlıya(sınırın Suriye tarafındaki yerleşim) bir göz atabilirsiniz, asker gelip hayırdır demeden yolunuza devam edin:D
Mor yakup kilisesi.
İkinci gittiğim alan Gırnavas höyüğü kentin baraj yolu- imam hatip minibüslerine binerseniz. Son durağından yaklaşık 1,5-2 km mesafede. Tarihçesi milattan önce 7 binlere dayanan bir höyük. orayı net anlatan bir fotoğraf bulamadım. zaten giderken bir görsel şov beklemeyin. Oradan 4 km mesafede ise bölgenin en önemli su sağlayıcısı çağ çağ barajına gidebilirsiniz. Ama çok kırsal bir bölge olduğundan sağlam yürüyüşçüler harici tavsiye etmiyorum.
Görülmesi gereken bir diğer yerleşim ise kalecik köyü, Midyat yolu üzerinde sağlam bir yokuş üstünde, Nusaybin ovasından kuzeye geçişi sağlayan vadiye hakim bir mevkide kurulmuş bir yerleşim. Nusaybin Midyat minibüsleri ile ya da Midyat yolu üzerinde bir araca el ederek gidebilirsiniz fakat ana yoldan köye tek yol yürüyüş(otostop yöntemi ile giderseniz araç sahibi bir ihtimal köye kadar çıkartır, öğle sıcağında yürümeniz tavsiye edilmez).
Midyat yolu üzerinden Kalecik köyü
Bölgede gezerken mazot aktaranlar ya da özellikle gırnavasta elinde detektör/kazma kürek olan kişiler görürseniz fazla yakın gitmenizi tavsiye etmiyorum (kazma küreklileri ortalığı dağıtmadan bir yerlere şikayet edebilirseniz makbule geçer tabi). Onun dışında bölge halkı son derece güler yüzlü, geçerken bir tandır ekmeği ikram ederlerse alın lezzetli:D Ben bölgeye gittiğimde Suriye haberleri her yanı kaplamıştı fakat Kamışlı sakindi. Bölge insanının da savaşla ilgili ticaretle uğraşanlar harici bir derdi tasası yoktu. Herkes keyifle kahvede çayını yudumluyor okey atıyordu.
Kentin ana caddesine paralel bir yayalaştırılmış bölge bulunmakta burada çeşit çeşit kahve ve baharat bulmak mümkün. Farklı lezzetler peşinde koşanların memnun kalacağı dükkanlar bu bölgede yer almakta. Ben açıkçası Nusaybin’de alınacak başka bir şey görmedim 😀
Son olarak Anadolu’nun doğusuna ve güneydoğusunda seyahat edeceklerin belli günlere dikkat etmeleri kendi faydalarına olacaktır. Aklıma ilk olarak gelenler 15Şubat öcalanın yakalanması, nevruz bayramı, 28 Aralık Uludere katliamı, 15 ağustos Siirt katliamı vb. gibi fakat gündeme göre farklı günlerde de bölgede fazlaca polis asker görebilirsiniz. Asker ve polis kalabalığından rahatsız olmayan biri iseniz çekinecek bir şey zaten yok.
Nusaybin’e gideceklere şimdiden keyifli yolculuklar.